Kültür ve Sanat (27)
Gönül Dağı - Türkü sözleri
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme
Her Türkü gibi, bu Türkününde acıklı bir Hikayesi var.
Nasıl insan severde, bir türlü o sevdiği Yari ile beraber olamaz. Öyle sever ki insan, candan ve yürekten...
Nasip olmıyacak ya... Bir bakmışsın tüm Malın elden gidivermiş. Ne bağ kalmış, nede güzel meyve veren bahçeler... Eş dost görülmez olmuş. Düne kadar yüzüne gülenler, arkandan atar olmuş. Bir sevdiğin, bir yarin, bir selvi boylun, bir al yazmalın varki, onuda sana çok görmüşler.
Yardan ayrı kalmak, için için dayanılmaz bir sızı, bir acı. Ancak gurbet ellerde insan derdiyle ve kaderiyle başbaşa kalabilmekte.
Ne yazık ki, mutsuz ve acıyla biten bir Hikâye.
Kul Abbas mahlaslı bu türkü-şiir aslında Anadolu’da da yaygın olarak bilinen, "Abbas ile Gülkız" hikayesinin kahramanı 16. yüzyılın sonunda yaşamış Tufarganlı Abbas’a aittir.
Türkü
Türkü, Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen ad. Türkü sözcüğü, Türk adının sonuna, ilgi eki olan "î" ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türkî", Türk'le ilgili, Türk'e özgü anlamında kullanılır.
Türkü, kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenen, hece ölçüsüyle yazılan ve zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir. Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur. Türkülerdeki dörtlüklere (üçlük veya ikilik de olabilir) "bent" adı verilir. Nakaratlar ise halk dilinde "bağlama" ve "kavuştak" olarak adlandırılır. Kavuştaklar her ezgiden sonra tekrar edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir.
Türkünün belirli bir şekli yoktur. Bir koşma, bir semai, bir destan ya da herhangi bir halk şiiri türkü ezgisiyle söylendiğinde türkü olur. Bu yüzden türkü tipinin en belirgin özelliği melodisidir. Türküler hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenir. Yani hece sayısı itibariyle bir sınırlama olmaz.
Âşık Beyhani
Aşık Beyhani tanınmış halk şairidir. Asıl adı İbrahim olan Beyhanî, Erzincan'ın Çayırlı ilçesine bağlı Gomga köyünde (doğanyuva) 1933’de doğdu. Aslı Verimli köyündendir. Davut Sulari' ve Nişani adlı âşıklardan etkilendi. Saz çalmayı amcası Rıza Efendi'den öğrendi. Sazda ustalaşması Davut Sulari ile olur. 1956 yılında askere gitti. 1960'dan sonra da İstanbul'a yerleşti. Kelkitli Aşık Serdari ile arkadaşlık etti. 1971 yılında mafsal romatizması ve böbrek sorunları ile hastahanelere yatırıldı. 17 Ağustos 1971' de 38 yaşında iken öldü. Mezarı Kağıthane'dedir.
Yolumuz Gurbete Düştü
Yolumuz Gurbete düştü türküsü, Erzincan yöresine ait bir Türküdür.
Söz ve kaynak Aşık Beyhani'ye ait olup, türküyü derleyen kişi, Türk halk müziği sanatçısı, Ali Ekber Çiçek'dir.
Yolumuz Gurbete Düştü
Hazin Hazin Ağlar Gönül
Araya Hasretlik Girdi
Hazin Hazin Ağlar Gönül
Garip Garip Ağlar Gönül
Dertli Dertli Ağlar Gönül.
Ali Ekber Çiçek
Ali Ekber Çiçek, (d. 1935, Ulalar Köyü-Erzincan – ö. 26 Nisan 2006 İstanbul). Türk halk müziği sanatçısı.
Çiçek, babasını 1939 Erzincan depreminde yitirdi ve küçük yaşlarda rençberlik yapmaya başladı. Bu arada bağlamayı öğrendi ve cem toplantılarında kulağı Alevi deyişleri ve ezgileriyle doldu. İlkokul öğreniminden sonra maddi olanaksızlıklar sonucu öğrenimini sürdüremedi, ancak ağır yaşam şartlarına karşın müzikten hiç kopmadı.
Müzik aşkı ağır basınca İstanbul'a göç etti ve halk müziğinin önemli isimleriyle tanıştı. Askerden sonra TRT'nin açtığı sınavı kazanarak, Muzaffer Sarısözen döneminde TRT Ankara Radyosu'na ve Yurttan Sesler Korosu'na girdi. 35 yılı aşkın bir sürede 400'den fazla türküyü derleyerek geniş kitlelere ulaştırdı.