Bu sayfayı yazdır
Pazar, 01 Mayıs 2016 12:59

İstanbul

Yazan
Öğeyi Oyla
(0 oy)

İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehri.

Şehir, iktisadi büyüklük açısıdan dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci, dünyada ise Shanghai'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır.

İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu Yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç'in sardığı bir yarım ada üzerinde kurulan İstanbul'un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, M.S. 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, hilafetinOsmanlı İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den kaldırıldığı 1924'e kadar Sünni İslam'ın da merkezi oldu.

istanbul collage

Son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası'ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası'nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500'lere tarihlenen Fikirtepe Kültürü olduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul'un değil, tüm Marmara Bölgesi'nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası'nda Kalkedon; Avrupa Yakası'nda Byzantion'dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara'ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdüregelmiştir.

Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayan ve Asya ile Avrupa'yı ayıran İstanbul Boğazı'na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul'un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsular Riva, Kâğıthane ve Alibey dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos Tepesi'dir. İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleridir. İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdeniz makro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür. Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir.

 

Etimoloji

İstanbul'a çağlar boyunca değişik adlar verilmiştir. Bu kent adları, kent tarihinin farklı dönemleriyle ilişkilidir. Bu adlar tarihsel sırayla, Byzantion, Augusta Antonina, Nova Roma, Konstantinopolis, Kostantiniyye, İslambol ve İstanbul'dur. Bunun dışında tarihte Moğollar Çakduryan, Polonlar Kanatorya, Çekler Aylana, Macarlar Vizenduvar olarak adlandırmışlardır.

Tarih boyunca İstanbul kentine verilen onlarca ad içinde, Türkler tarafından yaygın biçimde benimseneni ve günümüzde kullanılanı İstanbul'dur. Bu adın "eis tin polin" (Yunanca: εις την πόλιν) tamlamasından geldiği sanılmaktadır. Bu tamlama, o dönem Yunancasında "şehirde", "şehrin içinde", "şehiriçi" gibi anlamlara gelmekteydi.[19] Ayrıca halk dilinde "n" ünsüzüne bitişen "p" sesi "b" sesine dönüşüyordu. Bu bağlamda İstanbul adının kökeni pek çok kaynakta bu tamlamayla ilişkilendirilmektedir. İ.S. 2'nci yüzyıldan kalma Ermeni kaynaklarında da Istanbol ya da Istınbol biçiminde anılan şehir adının, Türkçeye bu şekilde giriş yapmış olması olasıdır. Halûk Tarcan araştırması ise İstanbul adının kökeninin Yunanca ya da Ermenice değil Türkçe olduğunu ve "astan bolıq"tan geldiğini göstermektedir. As, Ön-Türkçede "uzay", "Tanrı beldesi" gibi anlamlara gelmekteydi. As kökünden As/qan (Tanrı beldesinde asılı) doğup zamanla Astan olmuş ve Hitit diline İstan olarak geçmiştir. "Bolıq" ise kent demektir ve bu kelimenin günümüzde Bolu, Gelibolu, Hayrabolu, İnebolu, Niğbolu, Safranbolu ve Tirebolu gibi yaşayan örnekleri vardır. Bu iki kelime, "Astan-bolıq" bize "cennetvarî kent" anlamını vermektedir. Osmanlı döneminde şehir merkezi için kullanılan adlar çeşitlilik gösterse de vilayet çapında adlandırma hemen hemen sabit kalmıştır. İstanbul kentine ev sahipliği yapan üst idari birimin, şehirle aynı adı taşıması Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma bir uygulamadır. Roma egemenliği altındayken şehrin topraklarının bulunduğu eyalet ise Avrupa Yakasında Trakya (Latince: Tracia, Yunanca: Θράκη); Anadolu Yakası'nda Bitinya (Latince: Bithynia, Yunanca: Βιθυνία) eyaletiydi.

 

Byzantion

Byzantion (Yunanca: Βυζάντιον, Latince: Byzantium), İstanbul'un bilinen ilk adıdır. MÖ 667'de Antik Yunanistan'daki Megara şehir devletinden gelen Dor asıllı Yunan yerleşimciler bugünkü İstanbul üzerinde bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas veya Byzantas’ın (Yunanca: Βύζας veya Βύζαντας) şerefine Byzantion adını verdiler.

Byzantium, orijinal adı Byzantion olan antik kentin adının 1. yüzyılda, kenti Romalılar ele geçirince, onlar tarafından Latinceleştirilmiş hâlidir.


Augusta Antonina

Augusta Antonina, miladi 3. yüzyılın başında Roma İmparatoru Septimius Severus′un, oğlu Antonius (sonraki Roma İmparatoru Caracalla) şerefine kente verdiği kısa süreli addır.


Nova Roma

330 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından kent Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edilince, kente Latince "Yeni Roma" anlamına gelen Nova Roma (Yunanca: Νέα Ρώμη, Nea Roma) adını koydu ve bu adı teşvik etmeye çalıştıysa da bu ad hiç benimsenmedi.


Konstantinopolis

Ancak 337 yılında İmparator I. Konstantin'in ölümüyle kentin adı, onun şerefine "Konstantin’in kenti" anlamına gelen Konstantinopolis'e (Yunanca: Κωνσταντινούπολις, Kōnstantinoúpolis, Latinceleştirilmiş:Constantinopolis) çevrildi. Konstantinopolis, Bizans İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı. Ama Konstantinopolis, kentin yerlileri tarafından sadece Yunanca "kent" anlamına gelen (Πόλις, Polis) olarak anılırdı.

1453 yılında Osmanlı Padişahı II. Mehmed önderliğinde Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra bile, Konstantinopolis, Batı'da kullanılan en yaygın ad olarak kaldı. Istanbul adı, ancak 1928'de Latin harflerine geçilmesi sonrası Batı dillerinde Konstantinopolis'in yerini almaya başladı.

 

Kostantiniyye

Kostantiniyye (Arapça: القسطنطينية, al-Qusṭanṭiniyah, Osmanlı Türkçesi: قسطنطينيه, Kostantiniyye), Konstantinopolis'in Arapça şeklidir ve kentin İslam dünyasında bilinir hâle gelen ve en çok kullanılan adı oldu. Yunancada "Konstantin’in kenti" anlamına gelen Konstantinopolis'in aksine, Kostantiniyye Arapça'da "Konstantin’in yeri" anlamına geliyor.

1453 yılında fetihten sonra, kent Osmanlı İmparatorluğu'nun dördüncü başkenti ilan edildi ve Kostantiniyye Osmanlı İmparatorluğu tarafından kentin resmî adı olarak kullanıldı ve 1923 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar, çoğu zaman bu ad kullanımda kaldı. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu ve mahkemeleri, Kostantiniyye'de yayımlanan resmî belgelerin kaynağını belirtmek için, "be-Makam-ı Darü's-Saltanat-ı Kostantiniyyetü'l-Mahrusâtü'l-Mahmiyye" gibi başlıklar kullanılırdı.[28]

Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme adlı eserinde de şehir için kullanılan adlardan birisi de "Kostantiniyye"dir.[29]

Ancak, bazı dönemlerde Osmanlı yetkilileri kent için diğer adlardan yanaydı. Hem kent için hem de Osmanlı hükûmetini tanımlamak ve diplomatik yazışmalar için özellikle bu yüceltici adlar eş anlamlı kullanılırdı ve teşvik edilirdi:

Dersaadet (Arapça: در سعادت, "Mutluluk Kapısı")
Derâliye (Arapça: در عاليه, "Yüce Kapı")
Bâb-ı Âli (Arapça: باب عالی, "Yüce Kapı")
Pâyitaht (Farsça: پایتخت, "Tahtın Ayağı" veya "Başkent")

İstanbul haritası
Asitane (Farsça: آستانه, "Devletin Eşiği").

 

İslambol

Tarihte şehir için kullanılan adlar içinde İslambol, dar kullanım alanına sahip olsa da kayıtlarda görülen adlardandır. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinde "Kostantiniyye" adıyla beraber birçok cildinde söz konusu "İslambol" (اسلامبول) kelimesi de kullanılmıştır. Söz konusu seyahatnamede bu ad, diğer adlardan daha yoğun bir kullanıma sahiptir. Halk etimolojisi örneklerinden biridir.


İstanbul

Etimolojik olarak İstanbul adının kökeni (Türkçe telaffuz: [isˈtanbuɫ] ve halk arasında bazen [ɯsˈtambuɫ]) Ortaçağ (Bizans) Yunancasında "kent'e" veya "kent'de" anlamına gelen (Yunanca telaffuz:[εἰς τὴν Πόλιν], [is tin ˈpolin]) kelimelerinin Türkçeleştirilmesiyle oluşmuştur.

İstanbul, Osmanlı döneminde resmi belgelere girdi ve sıkça kullanıldı. Ayrıca Osmanlı Ordusu'nda İstanbul'un merkez ordu komutanı için resmen İstanbul ağası ve İstanbul'un en yüksek sivil hakimi için resmen İstanbul efendisi sıfatları kullanılırdı. Konstantiniyye de dahil olmak üzere diğer adların da kullanılmasına devam edildi, ancak İstanbul (Osmanlı Türkçesi: استانبول) zamanla şehrin Türkçede en yaygın bilinen adı oldu ve diğer adlandırmalar kullanımdan kalktı. Fakat Batılılar tarafından Konstantinopolis adı kullanılmaya devam edildi.

Nihayet 1928'de Latin harflerine geçilmesi sonrası, kentin Türkçe adının Latin harfleriyle yazılmış hali Istanbul uluslararası kullanıma girdi. İstanbul kentin uluslararası adı ilan edildikten sonra "Konstantinopolis" adının mektuplarda veya diğer yazışmalarda ve uluslararası alanlarda kullanılması yasaklandı. Örneğin yurtdışından İstanbul'a gönderilen mektuplarda adres olarak "Konstantinopolis" (yanında İstanbul yazsa bile) yazıldıysa bu mektuplar geri gönderilmeye başlandı. Zaman içinde Istanbul adı ve bunun çeşitli benzer yazılışları çoğu dünya dilinde yerini aldı.

 

 

 

Kaynak: İstanbul - Türkçe Vikipedi Özgür Ansiklopedi

Okunma 2681 defa Son Düzenleme: Pazartesi, 02 Mayıs 2016 17:33
Asilzade

Son Ekledikleri: Asilzade